90’larda çocuk olmak denilince o dönem çocukluğunu yaşamış kişilerin yüzünde hüzünlü bir tebessüm belirdiğini görür gibiyiz. Ne tüm zamanını teknolojiye ayırabilmiş ne de sokak oyunlarına ama her ikisinden de biraz da olsa nasibini almış bir nesil.
90’lı yıllarda gençliğini ya da çocukluğunu yaşamış kişiler bilirler ne demek istediğimi. Arkadaşlarımızda ya da komşunun evinde olan ve hayretle sanki yüzyıl geçse alamayacağımızı zannettiğimiz bir sürü oyuncak, eşya, makineler vardı. Üstlerine giydikleri elbiselerden tutunda, kullandıkları bisikletlere, oynadıkları oyunlara kadar bir sürü zengin olduğunu düşündüğümüz arkadaşlarımız oldu. Şimdi sizlere biraz hüzünleneceğiniz ama bir o kadar da “aa evet birde bu vardı” diyerek yüzünüzün güleceği ve 90’larda çocuk olmak deyiminin tam karşılığı olan ürünleri paylaşıyorum.
Yazıda Neler Var?
90’larda Çocuk Olmak Ne Demek?
Castello ve Bianchi Marka Bisiklet
90’lı yıllarda çocuklar daha çok sokaklarda oynarlardı. Ama o çocukların arasında öyle bir kesim vardı ki gözlerimizi alamazdık. BMX’ler vardı o zamanlar, Castello Terminator, Dominator ya da Bianchi marka yarış bisikletleri vardı. O zaman herkeste olmazdı pembe boynuzları olan Terminator ya da incecik lastikleri, pedallarında ayaklarınızı geçirebileceğiniz yerleri bulunan yarış bisikletleri.
Nokia 3310 Cep Telefonu
Dünyanın en çok satılan cep telefonları arasında yer alır diye düşünüyorum. Kapakları değişebilen, antensiz ve en önemli özelliği olan titreşimli olması ve bu özelliği ile gönüllerde taht kuran bir telefondu Nokia 3310. Gerçi yakın zamanda yeni modelini çıkardılar ama ilki gibi olur mu hiç. Gördüğümüz her kişide “ver de bir yılan oynanayım” diyerek bakıp incelediğimiz, “bir arayım da nasıl titriyormuş bakayım” dediğimiz bir şaheser. Gerçi ondan önce piyasaya sürülen, Nokia 3210 da zenginlik göstergesi olarak sayabiliriz.
LC Waikiki
Şimdi sosyal medyada, bayram günü LC Waikiki kasiyeri diyerek güldüğümüz bu firma, 90’lı yılların bir zenginlik göstergesi olduğunu söylesek, herhalde bizden yaşça küçük olan kişiler inanmaz. Ama öyleydi, arkası maymun baskısı olan, kolunda LC Waikiki yazan t-shirt giymek zordu o zamanlar.
Atariler
90’larda çocuk olmak denilince akla bundan başka bir şey gelmez herhalde. Atarisi olan arkadaşın evine gitmek için her gün annemizin başının etini yemedik mi? Disket takılan Commodore 64 ya da onun daha fakir versiyonu “karakutu” dediğimiz atariler ile oynamak bizim için o zamanlar çok değerliydi.
Discman – Walkman
O zamanlar bir furya vardı, herkesin elinde Sony marka Walkman’i, kulağında kulaklık, içinde o zaman evde olan hangi kaset varsa o takılı ve dinlenen şarkılar. Biz tam “bak biz de aldık walkman oğlum” derken yanımızdaki arkadaşın yeni aldığı cihaza bakmaktan gözümüzü alamazdık. “CD nasıl bir şey ? Aç bakalım bizde görelim” demedik mı?
Mikasa Futbol Topu
Biz o zamanlar plastik top için para biriktirirken, arkadaşımızın tatilden gelip, “Lapss” diye önümüze attığı Mikasa marka o unutulmaz meşin yuvarlak.
Çamaşır ve Bulaşık Makineleri
Annelerimizin pembe leğeni çamaşırlar, mavi leğeni ise bulaşık yıkamak için ayırdığı günlerde, karşı komşuda görülen, “hır hır” ses çıkartan ve o ses çıkartırken, hipnotize olmuş gibi gözlerimizi alamadığımız, o level atlatan makineler.
Casio Saatler
Son zamanlarda, entel kişiler arasında tekrar moda olan, 90’larda zenginliğin en önemli göstergesi olan, ışıklı Casio saatler. Her saat başı çalan “dıdıt” sesi ile teneffüs zillerini beklemek.
Sizi bilmem ama 90’larda çocuk olmak çok güzel, değerli ve eğlenceliydi. O zaman ailelerin zenginliği, çocuklar için bir şey ifade etmezdi. Şimdiki “nesilde onda var, ben de daha güzeli ve daha pahalısı olmalı” veya sokakta top peşinde koşan çocukların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Peki nerede bu çocuklar? Tabi ki evde bilgisayar başında. 90’larda çocuk olmak gibisi var mıydı?
dudaklarımda tatlı bi tebessüm oluştu 🙂
8 yaşındaki oğluma castello terminetor bisikletimi Google dan göstermeye çalışırken rastladım yazınıza hafif bı duygusallastim valla güzel günlerdi